ÖZEL HABER

46.YILDÖNÜMÜNÜ BÜYÜK BİR GURUR VE ONURLA KUTLADIĞIMIZ MUTLU BARIŞ HAREKATI, BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK BAYRAMI  MÜNASEBETİYLE YAPILAN KONUŞMA, AÇIKLAMA VE YAYINLANAN MESAJLARDA OLASI BİR ANLAŞMANIN ‘SİYASİ EŞİTLİĞİMİZ’ TEMİNAT ALTINA ALINMADAN MÜMKÜN OLAMAYACAĞI VURGULANIRKEN, KONUYLA İLGİLİ GAZETEMİZE ÖZEL AÇIKLAMADA BULUNAN DIŞİŞLERİ ESKİ BAKANI TAHSİN ERTUĞRULOĞLU BUNUN BÜYÜK BİR YANLIŞ OLDUĞUNU BU VAKİTTEN SONRA ‘SİYASİ EŞİTLİK’ TALEP ETMENİN ANLAMSIZLIĞINA VE İŞLEVSİZLİĞİNE DİKKAT ÇEKTİ.

ERTUĞRULOĞLU:  “ARTIK ADADA İKİ AYRI HALK, İKİ AYRI MİLLET, İKİ AYRI HUKUK, İKİ AYRI EGEMENLİK VE İKİ AYRI DEVLET GERÇEĞİ TEMEL POLİTİKA OLMALI”

“ADADA YAŞANANLARDAN SONRA HALA DAHA SADECE SİYASİ EŞİTLİK TALEP ETMENİN NE ANLAMI VAR? HİÇ Mİ DERS ALMIYORUZ?”

“Sadece siyasi eşitlik talep etmek yeterli değildir. 1960 Cumhuriyeti’nde siyasi eşitlik temel unsurdu. CB Muavini’nin veto yetkisi vardı. Kabinede 3 Türk bakanın 2’sinin evet demesi, Mecliste de Kıbrıs Türk Milletvekilleri’nin yarıdan bir fazlası onay vermesi gerekirdi; yani siyasi eşitliğe ilaveten, karar alma mekanizmasına etkin katılım da vardı. Bunlara ilaveten Garanti Sistemi de vardı. 

Peki, bütün bunlara rağmen 1963’ten itibaren başımıza neler geldiği de ortada. Bütün bu yaşananlardan sonra bugün hala daha sadece siyasi eşitlik talep etmenin ne anlamı var? Hiç mi ders almıyoruz?”

“Yani, egemen eşitlik talep etmekten niye kaçınılıyor? Egemen eşitlik varsa siyasi eşitliğin bir anlamı var; bunu algılamak çok mu zor? Egemen eşitlik varsa siyasi eşitliğin bir anlamı olur. Aksi takdirde, boş bir söylemden başka birşey olamaz; asla sürdürülebilir olamaz.Aynen Aralık 1963’te bir gecede elimizden çalınan siyasi eşitliğimiz gibi. Ve, onun sonrasında da bugüne kadar bizlerin merkezi devlete karşı isyan etmiş ayrılıkçı bir sözde azınlık muamelesi görmekte olduğumuz gibi.”

“Özetle, artık adada iki ayrı halk, iki ayrı millet, iki ayrı hukuk, iki ayrı egemenlik ve iki ayrı devlet gerçeği temel politika olmalı.”