KKTC DIŞİŞLERİ BAKANI TAHSİN ERTUĞRULOĞLU KIBRIS POSTASI’NA ÖZEL AÇIKLAMALARDA BULUNDU;KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NİN VARLIĞININ TANINMASI GEREKTİĞİNİ VURGULADI.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Halkımızın egemenliğini ve egemen eşitliği, temel Kıbrıs politikamız haline getirdiğimiz ve ana vatanımızla birlikte savunduğumuz mevcut süreçte bu politikamızın Anastasiadis’e uluslararası zeminde avantaj sağlayacağını iddia eden kesimlere şaşmamak elde değil” dedi.

Ertuğruloğlu, iki devletli egemen eşitlik politikasının ve yaklaşımını ‘Anastasiadis’e avantaj sağlıyor’ diyerek eleştiren kişilerin olduğuna dikkat çekerek, “Yazık hem de çok yazık… Anastasiadis’in ekmeğine yağ bal sürüyorsunuz da farkında değil misiniz?” dedi.

ERTUĞRULOĞLU: “ANASTASİADİS’İN EKMEĞİNE YAĞ BAL SÜRÜYORSUNUZ FARKINDA DEĞİL MİSİNİZ?”

 “Bizim içimizde ise bu rezalete ‘artık yeter! Bize 57 yıldır yaptığınız haksızlıklara ve yanlışlara artık son vermenizi talep ediyoruz ve geri adım da atmayacağız. Bizler devlet sahibi egemen bir halkız buna saygı göstermeye mecbursunuz’ diyecek yerde, bu politika ve yaklaşım ‘Anastasiadis’e avantaj sağlıyor’ diyerek eleştiren arkadaşlarımız var. Yazık hem de çok yazık… Anastasiadis’in ekmeğine yağ bal sürüyorsunuz da farkında değil misiniz?”

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, 1963 yılının Aralık ayında Rum saldırganlığı ve vahşeti sonucunda eşit kurucu ortak olunan Kıbrıs Cumhuriyeti’nden dışlanıldığını ve ardından günümüze dek şimdiki politikanın gündeme getirilerek, ön plana çıkarılmadığı süreçte neyin kazanıldığını sorarak, şu noktalara dikkat çekti:

1. “Rum tarafı, uluslararası hukuk ihlal edilerek, Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti ve hükümeti olarak tanındı.
2. Bu sahte devlet Birleşmiş Milletler (BM) üyesi kabul edildi.
3. Bu sahte devlet AB üyesi yapıldı.
4. Bizleri ambargolar ve izolasyonlar altında ezmeye devam ettiler.
5. Tüm uluslararası platformda bizleri hiçe sayan, kaale almayan politikalarını bütün çirkinlikleriyle ve bağnazlıklarıyla uygulamaya devam ettiler.
6. Bizleri AB’den sözde hakkımızı alıyoruz diye ‘kırıntılara’ mahkum ettiler. Bu kırıntılar için talepkâr ettiler.
7. BM Güvenlik Konseyi, BM Genel Kurulu, AB Parlamentosu ve diğer tüm örgütlerden aleyhimize kararlar çıkarttılar.
8. Bizleri, ‘çözüm dilenciliği’ yapan aciz ve haksız bir toplum durumuna sokarak buna mahkum ettiler.
9. Sözde eşitlik temelinde yürütüldüğü iddia edilen saçma ‘toplumlararası görüşmeler’ sürecine kilitleyerek başka bir seçeneğimiz olmadığı türünden bir psikolojiye mahkum ettiler.
10. ‘Çaresiz olduğumuza’ yönelik 5’inci kol faaliyetlerine devam ettiler ve ediyorlar…
11. Bu arada da sanki çok istiyorlarmış gibi olmayacak, gerçekleşmeyecek federasyon hedefine kilitlediler.
12. Tüm olası ‘çözüm planlarını’ bir bir sabote ederek, hiçbir bedel ödemeyerek tüm avantajlarını kullandılar. Bizler de cezalandırıldık, cezalandırılmaya devam ediyoruz.”

“İŞLEDİKLERİ İNSANLIK SUÇLARININ BAZI ÖRNEKLERİ!”

Listenin daha da detaylandırılıp uzatılabileceğine dikkat çeken Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, “Tüm yazılanlar bizlere insanlık ve uluslararası hukuk dersi vermeye kalkışanların uluslararası hukuka olan saygısızlığının ve işledikleri insanlık suçlarının bazı örnekleridir” dedi.

“YUNANİSTAN VE İNGİLTERE MAKAMLARI RUM TARAFINI ŞIMARTMA POLİTİKALARINA DEVAM EDİYOR”

Ertuğruloğlu, şu anda ise Yunanistan ve İngiltere makamlarının Rum tarafını şımartma politikalarına devam ettiğini belirterek “Bizlere de ‘uslu çocuk olun, çok talep kâr olmayın’ diyerek basitleştiriyorlar ve hatta Türk Silahlı Kuvvetlerinin adadan çıkmasını ve garantilerin sonlandırılmasını talep edecek kadar küstahlaşıyorlar” ifadelerini kullandı.