Kazakistan,Özbekistan ve Türkmenistan’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile yakınlaşmasının nedeni AB-Orta Asya Zirvesi’nde ortaya çıktı..Sözkonusu para olunca kardeşlik,akrabalık bitti; Para ve kısa vadeli ekonomik/siyasi çıkarlar, tarihi/duygusal kardeşliğe ağır bastı. TDT gözlemci üyesi,Türklüğün Akdeniz’deki ön cephesi KKTC’yi anında unuttular!Türkiye’yi kırmayı,ilişkilerini germeyi göze aldılar;tek kelime ile satıldık…
Özbekistan'ın tarihi Semerkant şehrinde Birinci Avrupa Birliği (AB)-Orta Asya Zirvesi yapıldı. Zirvede açıklamalarda bulunan Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen AB'nin 5 Orta Asya ülkesine "stratejik ortaklık" kapsamında 12 milyar Euro'luk yatırım yapacağını duyurdu.
2 gün süren zirvenin sonunda AB'ın, TÜRKİSTAN Devletleri ile " yeni bir stratejik ortaklık kurduğu, ilişkileri STRATEJİK ORTAKLIK seviyesine çıkarmayı ve enerji geçişi ile karbonsuzlaşmayı hızlandırmayı kararlaştırdıkları" açıklandı.
Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in ev sahipliğinde düzenlenen zirveye, AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yanı sıra Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadık Caparov, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhammedov katıldı.
Kardeş saydığımız Devletler,KKTC 'nin, kendileri için de bir güvenlik şemsiyesi olan Türkiye'nin güvenliği için ne denli önemli olduğunu göz ardı ettiler.
Türkiye ve Türk Dünyasının savunmasının KKTC 'den başladığını görmezden geldiler.
Bu zirvenin yapılması ve ilk etapta 12 milyar euro yatırımın gelmesi için Yunanistan ve Rum yönetiminin dayattığı şartları kabul ettiler...
Rum-Yunan ikilisi, AB içinde VETO hakkına sahip olmalarının verdiği avantajı kullanarak yaptıkları, "AB'den para isterseniz (sözde) Kıbrıs Cumhuriyeti’nin adanın tek meşru devleti olduğunu, toprak bütünlüğünü tanıyacaksınız, Büyükelçi atayacaksınız, Türkiye'nin işgalci olduğunu kabul edeceksiniz, KKTC 'yi tanımayacaksınız, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT)'na tam üye yapmayacaksınız" dayatmasına boyun eğdiler.
(Konu ile ilgili detay ve yorum Hüseyin Macit Yusuf ve Sabahattin İsmail’in köşe yazılarında)