Cumhurbaşkanlığı seçim tarihi yaklaşırken CTP Genel Başkanı,Cumhurbaşkanı adayı,Rum tezlerinin KKTC temsilcisi,Enosisçi AKEL işbirlikçisi Tufan Erhürman’ın ortaya koyduğu iflas etmiş federasyon çözümü halkımızdan ilgi görmezken, Erhürman’ın Cumhurbaşkanı Tatar’ı Rumlarla müzakere etmeyen tek lider olarak eleştirmesi ve suçlaması çaresizliğinin yansıması olarak değerlendiriliyor.
Kıbrıs’ta 50 yıldır sürdürülen federasyon müzakereleri, Rum tarafının uzlaşmaz tavrı nedeniyle defalarca çöktü. Türk tarafının tüm yapıcı adımlarına rağmen Rum liderliği, egemenliği ve uluslararası statüyü paylaşmayı kesin bir dille reddetti; Türklerden silah zoruyla gasp ettiği haklarını yok saydı.
Bu gerçeklerin ışığında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, göreve gelir gelmez “egemen eşitlik ve uluslararası eşit statü” talebini ortaya koyarak, Türk halkının gasp edilmiş haklarının iadesini talep etti ve bunların pazarlık konusu yapılmasına izin vermedi. Rum tarafı bu onurlu talebi reddedince, müzakereler doğal olarak başlayamadı.
Rumun peşinde,federasyon olacak diye müzakere masalarında 50 yıl boşa gitti. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın onurlu direnci ile Kıbrıs Türk halkının ve KKTC’nin önü açıldı, Rum tarafına mahkum yaşamaya son dendi…
Bu gerçeklere rağmen, CTP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, geçmişin çöken federasyon hayalleri üzerinden Cumhurbaşkanı Tatar’a eleştiri yöneltiyor. Oysa gerçek açık: 50 yıllık başarısızlıktan sonra hâlâ aynı masaya dönmek, Kıbrıs Türk halkını statüsüzlüğe mahkûm etmektir.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın direnişi, “Rum’la müzakere etmemek” değil; “eşit egemenlik kabul edilmeden masaya oturmamak”tır. Bu tavır, teslimiyet değil onur siyasetidir.